Kasten yaralama MADDE 86. (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) (Değ.31.03.2005 gün 5328 S.K.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (3)Kasten yaralama suçunun; a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı, b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, e) Silahla, İşlenmesi halinde şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır |
|
GEREKÇE Maddenin birinci fıkrasında kasten yaralama suçunun temel şekli tanımlanmıştır. Madde metninde yapılan değişiklikle, Hükûmet Tasarısında benimsenen ve “müessir fiil” karşılığı olan “etkili eylem” ifadesi terkedilerek, genel olarak yaralama kavramı benimsenmiştir. Bu nedenle, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her davranış, yaralama olarak kabul edilmiştir. İkinci fıkrada ise, kasten yaralama suçunun nitelikli şekilleri gösterilmiştir. Söz konusu suçun seçimlik olarak belirlenen bu nitelikli şekilleri, bentler hâlinde sıralanmıştır. Fıkranın (a) bendinde, kasten yaralama suçunun üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı işlenmesi, bu suçun bir nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir. Bu kavramlar hakkında açıklama için, kasten öldürme suçunun nitelikli hâllerine ilişkin hükmün gerekçesine bakılmalıdır. (b) bendine göre, kasten yaralamanın beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Bu hususa ilişkin açıklama için, kasten öldürme suçunun nitelikli hâllerine ilişkin hükmün gerekçesine bakılmalıdır. Fıkranın (c) bendinde, suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi dolayısıyla işlenmesi, bir nitelikli hâl olarak öngörülmüştür. Bu hususa ilişkin açıklama için, kasten öldürme suçunun nitelikli hâllerine ilişkin hükmün gerekçesine bakılmalıdır. Kasten yaralama suçu, kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle de işlenebilir. Fıkranın (d) bendinde, bu durum, söz konusu suçun bir nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir. Bunun için kamu görevlisinin zor kullanma yetkisine sahip bulunması gerekmemektedir. Burada önemli olan, kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle, kasten yaralama suçunun işlenmesidir. Örneğin bir hâkim veya savcının sanık veya tanığa karşı kasten yaralama suçunu işlemesi hâlinde, bu nitelikli hâlin gerçekleştiğini kabul etmek gerekir. Buna karşılık, zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisi tarafından kasten yaralama suçunun işlenmesi hâli, kanunda ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Fıkranın (e) bendinde, kasten yaralama suçunun silâhla işlenmesi, bir nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Silâh deyimi için, “Tanımlar” başlıklı madde hükmüne bakılmalıdır. | |
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama MADDE 87. (25.5.2005 gün 5357 Sayılı Kanunla Değişik) (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun; a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, b) Konuşmasında sürekli zorluğa, c) Yüzünde sabit ize, d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde beş yıldan az olamaz. (2) Kasten yaralama fiili, mağdurun; a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değişikliğine, e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde sekiz yıldan az olamaz. (3) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması hâlinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (4) (Değ.31.03.2005 gün 5328 S.K.) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. |
|
GEREKÇE Madde metninde kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri belirlenmiştir. Birinci fıkranın (a) bendinde, kasten yaralama suçunun mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olması, bu suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli olarak öngörülmüştür. Bunun için duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olunmalıdır. Vücutta çift olarak bulunan organlardan birinin işlevini tamamen yitirmesi hâlinde, diğer organ fonksiyon görmeye devam edebilir. Bu durumda dahi, organın işlevinin zayıflaması değil, ikinci fıkraya göre işlevin yitirilmesi söz konusudur. Çünkü, bent metninde duyu veya organlardan birinin işlevinden söz edilmiştir. Keza, kasten yaralamanın mağdurun konuşmasında sürekli zorluğa neden olması, (b) bendinde bu suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli olarak öngörülmüştür. Bu hükmün uygulanabilmesi için, konuşma yeteneğinin tamamen yitirilmesi değil, konuşma yeteneğinin kullanılmasında güçlükle karşılaşılması gerekir. Aksi takdirde ikinci fıkra hükmü uygulanır. Fıkranın (c) bendine göre, kasten yaralama suçunun yüzde sabit ize neden olması, bu suçtan dolayı daha ağır bir ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Burada geçen yüz deyimi, çehre karşılığında kullanılmıştır ve kişinin boyun ve kulakları dahil, başın ön kısmını ifade eder. Yüzde sabit iz, yaralama sonucu yüzde meydana gelen daimî, sürekli izlerdir. Ancak bu izler yüzün sürekli değişikliği hâlinden farklıdır. Sabit iz yüzü değiştirmemekte ve mağduru öteden beri tanıyanlarda, kişiliği bakımından herhangi bir duraksamaya neden olmamaktadır. İkinci fıkrada söz konusu edilen yüzde sürekli değişiklik hâlinde ise, bunun tam tersi söz konusudur; yüzüne kezzap atılmış bulunan kişinin durumu buna örnek teşkil eder. Fıkranın (d) bendine göre, kasten yaralamanın kişinin hayatını tehlikeye sokan bir duruma neden olması, bu suçtan dolayı daha ağır bir ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Kasten yaralamanın hayati tehlikeye sebebiyet verip vermediğinin tespiti, tıbbi bir değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır. Fıkranın (e) bendinde, kasten yaralamanın gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olması hâli düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında, kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış diğer hâlleri belirlenmiştir. Fıkranın (a) bendinde kasten yaralama sonucunda mağdurun iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesi hâlinde, suçun temel şekline nazaran verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür. (b) bendinde ise, duyu veya organlardan birinin işlevinin yitirilmesi hâlinde cezanın artırılması öngörülmüştür. İşlevin zayıflamasıyla yitirilmesi arasındaki farka ilişkin açıklama için birinci fıkranın gerekçesine bakılmalıdır. Fıkranın (c) bendinde, kasten yaralama sonucunda mağdurun konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolması hâli düzenlenmiştir. (d) bendinde yüzünün sürekli değişikliğe uğraması hâli öngörülmüştür. Bu hususa ilişkin açıklama için birinci fıkranın gerekçesine bakılmalıdır. Nihayet (e) bendinde, kasten yaralama suçunun gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine neden olunması hâli düzenlenmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasında kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması hâline ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu itibarla, kırığın mağdurun hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, fail hakkında fıkrada belirtilen oranlarda cezaya hükmolunacaktır. Dördüncü fıkrada, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiş olması hâline ilişkin hükme yer verilmiştir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış bu kasten yaralama hâllerinde, failin bu ağır neticeden sorumlu tutulabilmesi için, “Genel Hükümler Kitabı”nda yer alan netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara ilişkin hükümler, burada da geçerlidir. | |
Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi (Değ.31.03.2005 gün 5328 S.K.) MADDE 88. (1) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (2) Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur. |
GEREKÇE Maddede kasten yaralama suçunun daha az cezayı gerektiren hâli düzenlenmiştir. Buna göre, kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, faile daha az ceza verilmesi öngörülmüştür. Bu düzenlemeyle, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun benimsediği “kasten müessir fiil”in belli süreyle “mütat iştigallerden mahrumiyeti mucip olma” ölçütü terk edilmiştir. Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olup olmadığını belirlemenin tıp biliminin verilerine göre yapılacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ölçüye varmayan kasten yaralamalarda soruşturma ve kovuşturmanın yapılabilmesi, mağdurun şikâyetine bağlı kılınmıştır. |
Taksirle yaralama MADDE 89. (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun; a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, b) Vücudunda kemik kırılmasına, c) Konuşmasında sürekli zorluğa, d) Yüzünde sabit ize, e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır. (3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun; a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değişikliğine, e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. (4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (5) Bilinçli taksir hâli hariç olmak üzere, bu maddenin kapsamına giren suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. |
|
GEREKÇE Madde metninde, taksirle yaralama suçu tanımlanmıştır. “Genel Hükümler” başlıklı Birinci Kitapta yer alan taksire ilişkin hükümler, bu suç açısından da geçerlidir. Yaralama kavramının içeriği bakımından, kasten yaralama suçuna ilişkin gerekçeye bakılmalıdır. Maddenin iki ve üçüncü fıkralarında taksirle yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri düzenlenmiştir. Bu hususlarla ilgili açıklamalar için, kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerine ilişkin madde gerekçesine bakılmalıdır. Dördüncü fıkrada, birden fazla kişinin yaralanmasına neden olunması hâlinde, verilecek cezanın alt ve üst sınırı belirlenmiştir. |
“Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Kasten yaralama suçunun koruduğu hukuki değer kişilerin vücut dokunulmazlığı, beden bütünlüğüdür. Kasten yaralama suçunun basit halinin faili ve mağduru herkes olabilir. Kasten yaralama suçu serbest hareketli bir suçtur. Kasten yaralama suçu icrai hareketlerle işlenebilirken, suçun ihmali hareketle işlenmesi halinde üçte ikisine kadar indirilerek cezaya hükmolunur. Vücuda acı verilmesi, sağlığın bozulmasına neden olma ve algılama yeteneğinin bozulmasına neden olma şeklinde netice gerçekleşir. Bu suçun manevi unsuru suçun kasttır.
Hukuka uygunluk nedeninin var olduğu yaralama fiilleri bakımından kasten yaralama suçunun oluştuğundan bahsedilemez. Meşru müdafaa, Görevin ifası ve ilgilinin rızası çerçevesinde tıbbi müdahalelerde hukuka uygunluk nedenlerinin varlığından, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve haksız tahrik hallerinde ise kusurluluğu azaltan veya ortadan kaldıran nedenlerden söz edilebilir.
Kişinin suçun icrasına başlaması ve elinde olmayan nedenlerle icra hareketlerini tamamlayamaması ya da bu sayılan neticelerden birinin gerçekleşmemesi halinde kasten yaralama suçuna teşebbüs söz konusu olacaktır. TCK’nın zincirleme suçu düzenleyen 43. Maddesinin son fıkrası uyarınca kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. Kasten yaralama suçu fıkrada sayılan istisnalardan olduğu için zincirleme suç ilişkisi içerisindeki kasten yaralama fiillerinin her biri ayrı ayrı cezalandırılacaktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinin ikinci fıkrasına göre “Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.”
86. maddenin üçüncü fıkrasında beş bent halinde kasten yaralama suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri düzenlenmiştir. Bunlar sırasıyla suçun; a) üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı, b) beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, c) kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, d) kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, e) silahla işlenmesidir. Kasten yaralama suçunun bu şekilde işlenmesi halinde suçun basit haline göre verilecek ceza şikayet aranmaksızın yarı oranında artırılacaktır.
Kasten yaralama suçunun üst soy, alt soy, eş veya kardeşe karşı işlenmesi nitelikli hali 86. Maddenin 3. Fıkrasının (a) bendinde düzenlenmektedir. Kasten yaralama suçunun belirli yakınlıktaki akrabalara karşı işlenmesini daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli hal olarak düzenlemiştir. Üst soy ile anlaşılması gereken kişinin annesi, babası, dedesi, ninesi bunların anne ve babaları gibi kişinin kendisinden türediği kimselerdir. Altsoydan anlaşılması gereken ise kişinin çocukları, torunları, çocuklarının torunları ve torunlarının torunları gibi kişiden türeyen kimselerdir.
Kasten yaralamanın beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi nitelikli hali 86. Maddenin 3. Fıkrasının (b) bendinde düzenlenmektedir. Mağdurun fiilin gerçekleştirildiği sırada kendisini savunamayacak bir durumda olması nitelikli halin uygulanabilmesi için yeterlidir. Mağdur bir çocuk ya da bedensel engelli gibi normal halde de kendisini savunamayacak veya benzeri bir kişi olabilir.
Kasten yaralamanın kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi nitelikli hali 86. Maddenin 3. Fıkrasının (c) bendinde düzenlenmektedir.Bu nitelikli halin uygulanması için suçun kamu görevlisine karşı işlenmesi yeterli değildir. Suçun kamu görevlisine karşı ayrıca yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi zorunludur. Fakat kasten yaralama suçunun kamu görevlisinin görevi esnasında işlenmesi gerekli değildir. Kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak fiilin mağdur mesai dışındayken, izindeyken ya da emekliyken işlenmesi halinde de bu nitelikli hal uygulama alanı bulur.
Kasten yaralamanın kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi nitelikli hali 86. maddenin 3. fıkrasının (d) bendinde düzenlenmektedir. Bu nitelikli halin faili ancak kamu görevlisi olabilir. Bununla beraber bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin kamu görevlisi olması yeterli değildir. Ayrıca failin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanarak bu fiili işlemesi gerekmektedir. TCK 256. maddede zor kullanma yetkisinin sınırının kasten aşılması suç olarak düzenlenmektedir. Zor kullanma yetkisinin sınırının kasten aşılması halinde bu nitelikli hal söz konusu olmayıp TCK 256 gündeme gelecektir.
Kasten yaralamanın silahla işlenmesi nitelikli hali TCK 86. Maddesinin 3. Fıkrasının (e) bendinde düzenlenmektedir. Silah deyiminden; 1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler anlaşılır.
TCK Md. 87/1 düzenlemesine göre kasten yaralama fiili, mağdurun; a) duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, b) konuşmasında sürekli zorluğa, c) yüzünde sabit ize, d) yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, e) gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olmuşsa 86. Maddeye göre belirlenen ceza bir kat artırılır.
TCK Madde 87/2 düzenlemesine göre kasten yaralama fiili, mağdurun; a) iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) yüzünün sürekli değişikliğine, e) gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine neden olmuşsa, 86. maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır.
Kasten yaralama suçunun ağır neticelerini düzenleyen TCK 87. Maddenin 3. Fıkrası hükmüne göre kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, 86. maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
Kasten yaralama suçunun son ağır neticesi 87. Maddenin 4. fıkrasında düzenlenmektedir. Buna göre kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, 86. maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan on iki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise on iki yıldan on altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
ilgili yargıtay kararları
KASTEN YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 26.06.2018 TARİHLİ VE 795-309 SAYILI KARARI
KASTEN YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 06.12.2018 TARİHLİ VE 1184-614 SAYILI KARARI
KASTEN YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 14.03.2019 TARİHLİ VE 95-207 SAYILI KARARI
KASTEN YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 14.05.2019 TARİHLİ VE 234-418 SAYILI KARARI
TAKSİRLE YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 19.12.2017 TARİHLİ VE 461-549 SAYILI KARARI
TAKSİRLE YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 23.01.2018 TARİHLİ VE 511-19 SAYILI KARARI
NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 19.06.2018 TARİHLİ VE 626-288 SAYILI KARARI
NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 03.07.2018 TARİHLİ VE 1056-324 SAYILI KARARI
NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 13.12.2018 TARİHLİ VE 420-636 SAYILI KARARI
NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 05.02.2019 TARİHLİ VE 705-59 SAYILI KARARI
Yaralama suçunda muhakkak bir ceza avukatıyla iletişime geçilmelidir.