1- Fırın olarak faaliyet gösteren iş yerinde birlikte çalışan sanık ile ölen arasında çıkan tartışmada, sanık ile ölenin karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ettikleri, sanığın da yüz bölgesine yumrukla vurmak suretiyle öleni basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaraladığı, yaklaşık 10 dakika sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan ölenin hastanede yapılan tıbbi müdahaleye cevap vermeyerek kendisinde mevcut kronik kalp-damar hastalığının olayın meydana getirdiği efor ve stresin etkisiyle aktif hâle geçmesine bağlı olarak solunum-dolaşım durmasından hayatını kaybettiği olayda; yumrukla vurma eylemine bağlı olarak ölende meydana gelen yaralanmanın TCK’nın 86. maddesinin birinci fıkrası veya birinci ve üçüncü fıkraları kapsamında değil, ikinci fıkrası kapsamında kalan bir yaralanma olması nedeniyle sanığın eyleminin TCK’nın 87/4. maddesi kapsamındaki kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturmadığı kabul edilmelidir. 2- Yüz bölgesine yumruk atılması şeklindeki bir fiilin ölüm neticesini doğurmaya elverişli bir hareket olmasından ve sanığın eylemi ile ölüm neticesi arasında nedensellik bağı bulunmasından dolayı sanığın eyleminin TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak öldürme fiilinin taksirle de işlenebilmesi, sanığın olay tarihinde tartıştığı ölene yumrukla vurması şeklindeki hareketinin iradi olması, sanığın ölüm neticesini istediğine dair bir tespitin yapılamaması ve hareket ile ölüm sonucu arasında nedensellik bağının bulunması hususları ile birlikte lise mezunu ve olay tarihi itibarıyla 28 yaşında olan sanığın yaşam tecrübesi ve eğitim düzeyi gözetilip ortak tecrübeler de dikkate alındığında, 50 yaşındaki bir kişinin yüzüne yumrukla vurulması neticesinde ölüm sonucunun meydana gelebileceğini öngörülebilecek durumda olduğu, sanığın öngörülebilir neticeyi öngörememesi nedeniyle eyleminin TCK’nın 85/1. maddesi kapsamındaki taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Kategoriler