ÖZET: Kolluk görevlilerinin, inceleme dışı sanığın evinde arama yapmak amacıyla mahkemeden karar almaları sonrasında, sanık ve inceleme dışı sanığın birlikte ikamet ettikleri eve gelmeleri üzerine, sanık G.’nin görevlilerin arama yapmalarını engellemek için diğer sanık Y. ile beraber ikametin kapısını kapattığı, ardından inceleme dışı sanığın ticaret amacıyla evde bulundurduğu, suçun delili olan, yapılan arama işlemi sonucunda kırıntılar hâlinde ve yanmış şekilde bir kısmı ele geçirilen esrarın, evde bulunması muhtemel olup ele geçirilemeyen suçun delili olabilecek diğer kısmını, adı geçenin de talimatıyla ve suçunun ortaya çıkmaması için yok etmek amacıyla banyo giderine döktüğü, bu hâliyle inceleme dışı sanığın eylemlerine iştirak ettiğine ya da ele geçirilen suç konusu esrarlarla ilgisi bulunduğuna ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmayan sanığın sabit olan eyleminin, TCK’nın 281/1. maddesinde düzenlenen “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Sanık Ya.G. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar Yı.G ve G.G. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar Yı.G ve G.G.’nin eylemlerinin “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu mu yoksa “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkin olup UYAP sistemi üzerinden alınan nüfus kaydında sanık Yı.G.’nin 14.02.2017 tarihinde öldüğüne ilişkin kayıt bulunduğunun anlaşılması nedeniyle Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme kararından sonra temyiz aşamasında öldüğüne ilişkin kayıt bulunan sanık hakkında yapılması gereken işlemin belirlenmesi de gerekmektedir.
Sanık Yı.G. hakkında kurulan direnme kararına konu hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiş olması nedeniyle yalnızca sanık G.G.’nin eyleminin “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu mu yoksa “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçunu mu oluşturacağına ilişkin uyuşmazlık konusu incelendiğinde; İncelenen dosya kapsamından; 02.11.2010 tarihli yakalama ve 03.11.2010 tarihli ev arama, el koyma ve yakalama tutanaklarına göre; 02.11.2010 tarihinde saat 20.30 sıralarında D. Mahallesinde gerçekleştirilen devriye görevi esnasında, Ş. Durağından kapalı spor salonu istikametine doğru yürümekte olan ve hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen Ö.E.’nin şüpheli davranışlar sergilemesi nedeniyle durdurulduğu, D. 2. Sulh Ceza Mahkemesinin .. sayılı önleme araması kararına istinaden yapılan aramada pantolonunun sağ ön cebinde defter kâğıdına sarılı olan ve esrar olduğu değerlendirilen daralı 3 gram ağırlığındaki maddenin ele geçirildiği, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde Ö.E. hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlem yapılması talimatı alındığı, adı geçenin emniyette alınan ifadesinde ele geçirilen maddeyi 02.11.2010 tarihinde akşam saatlerinde K. Mahallesinde ikamet eden 1.70-1.75 cm boylarında, yaklaşık 80 kilo ağırlığında ve esmer tenli olan Y. adlı şahıstan 30 TL karşılığında satın aldığını, fotoğrafının gösterilmesi hâlinde söz konusu şahsı teşhis edebileceğini ve ikametini gösterebileceğini söylediği, bunun üzerine görevlilerce daha önceden haklarında işlem yapılan şüpheli şahıslara ait fotoğrafların bulunduğu albüm gösterildiğinde Ö.E.’nin, kendisine uyuşturucu madde satan kişi olarak inceleme dışı sanık Ya.G.’yi teşhis ettiği, aynı gün saat 23.40 sıralarında görevlilerce refakate alınan Ö.E. ile birlikte K. Mahallesine gidildiği, adı geçenin tarifi ve göstermesi neticesinde inceleme dışı sanık Ya.G.’nin K. Mahallesi, 2386 Sokak, No: 38 sayılı adreste bodrum katında ikamet ettiğinin tespit edildiği, gerçekleştirilen işlemler hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde inceleme dışı sanığın ikametinde arama yapılması ve yakalanması talimatlarının alındığı, D. 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 03.11.2010 tarihli adli arama kararına istinaden aynı gün saat 15.30 sıralarında inceleme dışı sanık Ya.G.’nin ikametine gidildiği, daha önceki tarihlerde yapılan operasyonlar neticesinde inceleme dışı sanığın evinin girişinde biri iç diğeri ise dış tarafa açılan iki adet çelik kapı bulunduğu, dışarı açılan ilk çelik kapının demir parmaklık şeklinde dizayn edildiği, ayrıca evin camlarının da demir parmaklıklarla kapatılmış olduğu, polisler ikamete girinceye kadar uyuşturucu maddelerin yakılmak ya da banyoda bulunan yaklaşık 15-20 cm çapındaki su giderine dökülmek suretiyle imha edildiği anlaşıldığından, ikametin kapısının açılmasını sağlamak amacıyla ilk olarak bir bayan ve bir erkek görevlinin kapıya yaklaşarak, il sağlık müdürlüğünden geldiklerini söyleyip kapının açılmasını istedikleri, kısa bir süre sonra inceleme dışı sanık Ya.G.’nin ikametin içine açılan kapıyı açıp merdiven boşluğuna çıktığının, ancak ikametin dışına açılan demir parmaklıklı kapıyı açmadığının görüldüğü, bunun üzerine diğer görevlilerin de yaklaşarak inceleme dışı sanığa polis olduklarını söyleyip mahkeme kararını gösterdikleri, ardından inceleme dışı sanığın ev içerisine girdiği, sanıklar G.G. ile Yı.G.’nin de ikametin içine açılan demir kapıyı kapatıp telaşlı bir şekilde banyoya yöneldiklerinin görüldüğü, ikametin içerisinden yoğun şekilde esrar kokusunun geldiğinin fark edildiği, yine banyodan su sesleri geldiğinin duyulduğu, görevlilerce yaklaşık beş dakika boyunca uyarılarda bulunulmasına rağmen ikametin kapılarının açılmaması ve içeride bulunması muhtemel uyuşturucu maddelerin yok edilebileceğinin değerlendirilmesi üzerine, zor kullanılmak suretiyle ikametin kapılarının açıldığı, oturma odasına girildiğinde yanmakta olan sobanın içinden esrar kokusu geldiğinin fark edildiği, içine su dökülerek söndürülen sobanın kovası incelendiğinde küller arasında yanmış esrar kırıntıları ile yarısı yanmış olan zıvanalı esrarlı sigaranın bulunduğunun görüldüğü, söz konusu maddelerin muhafaza altına alındığı, banyoda yapılan aramada ise fayansların üzerinde ve pimaş borudan yapılmış su giderinin çevresinde esrar kırıntılarının ele geçirildiği, evin diğer bölümlerinde arama işlemi gerçekleştirildiği sırada inceleme dışı sanık Ya.G.’nin diğer sanık G.G.’ye “İyi attın mı, hepsi gitti mi” diye sorduğunda, sanık G.G.’nin evet anlamına gelecek şekilde başını salladığının görevlilerce görüldüğü, İ. Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen uzmanlık raporuna göre; soba kovasında ele geçirilen net ağırlığı 1 gram gelen maddenin tütünle karışık kenevir kırıntıları, banyoda ele geçirilen net 0,100 gram ağırlığındaki maddenin ise kenevir kırıntıları olduğu, madde miktarlarının az olması nedeniyle miktarsal çalışma yapılamadığı, 03.11.2010 tarihli canlı teşhis tutanağına göre; Ö.E.’nin, müdafisinin hazır bulunduğu teşhis işleminde, aralarında sanıklar Yı.G. ile G.G.’nin de bulunduğu toplam beş kişi arasından inceleme dışı sanık Ya.G.’yi gösterip “İfademde esrarı temin ettiğimi söylediğim ve fotoğrafından da teşhis ettiğim, ismini de Y. olarak bildiğim şahıs budur” şeklinde beyanda bulunduğu, adı geçenin sanıklar Yı.G. ile G.G.’yi tanımadığını söylediği, Anlaşılmıştır.
Hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen Ö.E. kollukta; 02.11.2010 tarihinde akşam saatlerinde kullanmak amacıyla esrar satın almak için K. Mahallesinde bulunan, daha öncede kendisinden esrar satın aldığı inceleme dışı sanık Ya.G.’nin evine gittiğini, bodrum katında bulunan dairenin demir parmaklıklarla kapatılmış camına vurduğunda inceleme dışı sanığın pencereyi açtığını, adı geçene esrar satın almak istediği söyleyip 30 TL verdiğini, yaklaşık bir dakika sonra inceleme dışı sanığın kâğıda sarılı bir fişek esrarı kendisine verdiğini, fotoğrafının gösterilmesi hâlinde söz konusu şahsı teşhis edebileceğini ve esrar aldığı evi gösterebileceğini, Tutanak düzenleyici tanık H.F.; olay tarihinden bir gün önce yakalanan Ö.E.’nin kendisinden ele geçirilen uyuşturucu maddeyi inceleme dışı sanık Ya.G.’den aldığını söyleyip, adı geçeni fotoğraf albümünden teşhis ederek evini gösterdiğini, olay tarihinde arama kararına istinaden inceleme dışı sanığın ikametine gittiklerini, evin kapısının açılmasını sağlamak amacıyla kendilerini sağlık memuru olarak tanıtan iki görevlinin zile bastığını, ardından inceleme dışı sanık Ya.G.’nin kapıyı açıp dışarı çıktığını, inceleme dışı sanık Ya.G.’nin görevlilerle konuştuğu sırada evde bulunan sanıklar Yı.G. ile G.G.’nin, kendilerini görüp kapıyı kapattıklarını, kısa bir süre sonra evden bir koku geldiğini, ikaz etmelerine rağmen kapının açılmadığını, yaklaşık beş dakika sonra kapıyı açıp eve girdiklerini, içeride sanıklar Yı.G ve G.G.’nin bulunduğunu ve salondaki sobanın yandığını tespit ettiklerini, banyoda yaptıkları incelemede ise esrar kırıntılarını gördüklerini, olay tutanağının doğru olduğunu, Tutanak düzenleyici tanık H.Y.; arama yapmak için inceleme dışı sanık Ya.G.’nin ikametine gittiklerinde evin içinde bulunan sanıkların kapıyı açmadıklarını, bir süre sonra kapıyı açıp içeri girdiklerini, salondaki sobanın içinde yanmış bir şeyler gördüğünü, banyoda yaptıkları aramada ise kanalizasyona kadar bağlantısı bulunan ve bir baskın anında kullanılmak için konulduğu anlaşılan borunun içinde ve çevresinde esrar kırıntılarını ele geçirdiklerini, olay tutanağının doğru olduğunu, Tutanak düzenleyici tanık İ.S.; olay tutanağının doğru olduğunu, söz konusu ikamete gittiklerinde kapının yaklaşık beş altı dakika sonra açıldığını, eve girdiklerinde salonda bulunan sobanın içinde bir şeylerin yakıldığını gördüklerini, su döküp sobayı söndürdüklerinde içindeki esrar kırıntıları ile zıvana olarak tabir edilen esrarlı sigarıyı ele geçirdiklerini, evin içinde yoğun şekilde esrar kokusunun bulunduğunu, banyoya girdiklerinde ise su giderinin çevresindeki esrar kırıntılarını görüp muhafaza altına aldıklarını, İnceleme dışı sanık Ya.G. kollukta; Ö.E.’ye tanımadığını, adı geçene uyuşturucu madde satmadığını, polisler gelmeden yaklaşık yarım saat önce babası olan sanık Yı.G.’nin eve geldiğini, adı geçenin evde esrar içtiğini, evde ele geçirilen esrarların sanık Yı.G.’ye ait olduğunu, kesinlikle evin kapısını kilitlemediğini, evden ayrıldıktan sonra sanık Yı.G.’nin kitlemiş olabileceğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini, savcılıkta ve sorguda; olay günü sanıklar Yı.G ve G.G. ile birlikte evde bulunduklarını, sanık G.G.’nin uyuduğunu, sanık Yı.G.’nin ise salonda esrarlı sigara içtiğini, saat 15.30 sıralarında kapı zilinin çaldığını, kapıları açıp dışarı çıktığında bir bayan ile bir erkeğin beklediğini gördüğünü, söz konusu şahısların sağlık müdürlüğünden geldiklerini söyleyip aile hekiminden memnun olup olmadıklarını sorduklarını, eşinin sinir hastası olduğunu, ona sormalarının daha uygun olacağını belirtip içeride uyumakta olan sanık G.G.’ye seslendiğini, sanık G.G.’nin uyanmaması üzerine adı geçeni kaldırmak için evin içine yöneldiğini, tam bu esnada sanık Yı.G.’nin aniden kapıyı kapattığını ve kapıya yüklenmeye başladığını, bir süre sonra evin içerisine sivil kıyafetli kişilerin girdiğini, polis olduklarını söylemediklerini, herhangi bir arama kararı da göstermediklerini, ikametinde yapılan aramada sobanın içinde bulunan esrar kırıntılarının ve esrarlı sigarının sanık Yı.G.’ye ait olduğunu, banyoda ele geçtiği ileri sürülen esrar kırıntıları hakkında bir bilgisinin olmadığını ve kime ait olduğunu bilmediğini, kimseye uyuşturucu madde satmadığını, mahkemede ise; daha önceki beyanlarını tekrar ettiğini, olay günü kapı zili çaldığında ayakkabılarını giyip evin bahçesine çıktığını, burada yaklaşık beş altı kişiden oluşan bir grubun üzerine gelip kendisini yere yatırdıklarını, ellerini kelepçelediklerini, bu sırada sanık Yı.G.’nin içeride esrarlı sigara içmesi nedeniyle evin iç kapısını kapattığını, daha sonra sanık Yı.G.’nin kapıyı açtığını ve polislerin içeri girdiğini, burada görevlileri gören sanık G.G.’nin bayılıp yere düştüğünü, sanık Yı.G.’nin sobanın içine attığı esrarlı sigara dışında herhangi bir uyuşturucu maddenin ele geçmediğini, İfade etmişlerdir.
Sanık Yı.G. kollukta; esrar kullandığını, Ö.E.’yi tanımadığını, olay tarihinde oğlu olan inceleme dışı sanık Ya.G.’nin evine gittiğini, burada üzerinde bulunan esrarı tütünle karıştırıp içmeye başladığını, bu sırada inceleme dışı sanığın evde olmadığını, yaklaşık yarım saat sonra polislerin gelmesi üzerine elindeki esrarlı sigarayı sobaya attığını, kesinlikle kapıyı kilitlemediğini, hatta polislere kapıyı kendisinin açtığını, görevlilerin eve girmesi sonucu oluşan gürültü nedeniyle yatak odasında uyumakta olan gelini sanık G.G.’nin uyandığını, polisler evde yaptıkları aramada sobanın içindeki esrarlı sigarayı bulduklarını, banyoda ele geçirilen esrarlar hakkında bir bilgisinin bulunmadığını, kullanmış olduğu esrarı K. Mahallesinde tanımadığı bir şahıstan satın aldığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini, savcılıkta ve sorguda; olay tarihinde öğlen saatlerinde inceleme dışı sanık Ya.G.’nin evine gitmek için ikametinden çıktığını, yolda giderken tanımadığı bir kişiden 5 TL karşılığında sigara satın aldığını, eve geldiğinde kapıyı inceleme dışı sanık Ya.G.’nin açtığını, içeri girip sobanın yanında satın aldığı sigarasını içmeye başladığını, bu sırada dış kapının bulunduğu yere bir bayan ile bir erkeğin geldiklerini, inceleme dışı sanığa “Elimde sigara var, sen dışarı çık konuş, ayıp olmasın” dediğini, bu sırada gelen kişilerin inceleme dışı sanığa bir şeyler sorduklarını, ardından inceleme dışı sanığın dışarı çıktığını, elindeki sigaranın görünmesini istemediğinden açık olan dış kapıyı kapatmak için söz konusu yere yaklaştığında polisleri gördüğünü, bunun üzerine panik ve refleks ile evin içe açılan kapısını kapattığını, elindeki sigarayı salondaki sobanın içine attığını, daha sonra polislerin uyarıları üzerine evin kapısını açtığını, salona giren görevlilerin su dökerek sobayı söndürdüklerini ve sobanın içindeki esrarları bulduklarını, evde yapılan aramada sobanın içindeki esrarlar haricinde başka hiçbir yerde uyuşturucu madde ele geçmediğini, ele geçen esrarın kendisine ait olduğunu, mahkemede ise; soruşturma evresindeki savunmalarını tekrar ettiğini, polislerin eve girmesi üzerine elindeki esrarlı sigarayı sobanın içine attığını, meydana gelen kargaşa ve gürültü nedeniyle yatak odasında uyumakta olan sanık G.G.’nin uyanıp polisleri görmesi üzerine bayıldığını, sanık G.G.’nin yatak odasından kalkıp gelmesi ve banyonun da yatak odasının tam karşısında bulunması nedeniyle polislerin adı geçen sanığın banyodan geldiğini düşünüp burada da arama yaptıklarını, ancak banyoda herhangi bir uyuşturucu maddenin ele geçmediğini,
Sanık G.G. kollukta; uyuşturucu madde kullanmadığını, kimseye esrar satmadığını, Ö.E.’yi tanımadığını, 02.11.2010 tarihinde eşi inceleme dışı sanık Ya.G’nin nerede olduğunu bilmediğini, olay tarihinde evde uyuduğu sırada inceleme dışı sanık Ya.G.’nin “Kalk, kalk” diye bağırması üzerine uyandığını, dışarıya baktığında bir erkek ile bir bayan gördüğünü, her ikisinin de sağlık ocağından geldiklerini söylediklerini, ardından polislerin gelip evin içine girdiklerini, bu sırada kayınpederi olan sanık Yı.G.’nin elindeki esrarlı sigarayı sobanın içine attığını, banyoda ele geçirilen esrarlardan haberinin bulunmadığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini, savcılıkta ve sorguda; olay günü evde uyuduğu esnada bir gürültü duyup uyandığını, etrafına baktığında sanık Yı.G.’nin dış kapıya doğru gidip kapıyı açtığını ve bir çok polisin eve girdiğini gördüğünü, evde yapılan aramada sobanın içinde esrar kırıntılarının ele geçirildiğini, kendisi uyuduğu esnada eve gelen sanık Yı.G.’nin sobanın başında esrar içtiğini ve ele geçirilen bu esrarın da adı geçen sanığa ait olduğunu, sobadaki esrarın dışında banyoda esrar ele geçirilmediğini, bu iddiayı kabul etmediğini, kimseye esrar satmadığını,
mahkemede ise; olay günü yatak odasında uyuduğu sırada içeriden gelen gürültüler nedeniyle uyandığını, sanık Yı.G. ile inceleme dışı sanık Ya.G.’nin dışarıda polislerin yanında olduğunu öğrenmesi üzerine banyonun önünde düşüp bayıldığını, daha sonra uyandığında görevlilerin salondaki sobanın içinde esrarlı sigara bulduklarını, söz konusu maddeyi buraya sanık Yı.G.’nin attığını öğrendiğini, ne kendisinin ne de sanık Yı.G.’nin sobanın içine ve banyodaki su giderine esrar atmadıklarını, yatak odası ile banyonun karşılıklı olması nedeniyle görevlilerin kendisini banyodan geldiğini düşündüklerini, banyoda uyuşturucu madde ele geçmediğini, Savunmuşlardır. 5237 sayılı TCK’nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 3. fıkrası; “(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir.
Bu fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, nakli, depolanması ya da kullanma dışında bir amaçla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır. Fıkradaki suçun oluşabilmesi için maddede belirtilen seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması gerekir. 5237 sayılı TCK’nın “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrası ise; “Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde ile daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulması, işlenen suçtan bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun konusunu, daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserleri oluşturmaktadır.
Bir suçtan elde edilmiş olan eşyayı da suçun eser ve delili olarak kabul etmek gerekir. Bu itibarla söz konusu suç, önceden işlenmiş bir suçun varlığını gerekli kılmaktadır. Söz konusu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler, suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulmasından ibarettir. Bu suçun oluşabilmesi için, failin gerçeğin meydana çıkarılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerekir. Ancak fıkra metninde bir şahsi cezasızlık sebebine yer verilmiştir. Buna göre, kişiye kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçun delillerini yok etmesi, gizlemesi veya değiştirmesi dolayısıyla ayrıca ceza verilmez. Ancak kabul edilen bu şahsi cezasızlık sebebi sadece suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu ile sınırlı olup sanığın eyleminin ayrıca başka bir suç oluşturması durumunda, örneğin resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, hırsızlık mala zarar verme; o suçtan dolayı cezalandırılabilmesi mümkündür.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; 02.11.2010 tarihinde, kolluk görevlilerince gerçekleştirilen devriye görevi sırasında, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen Ö.E.’nin şüpheli davranışlar sergilemesi nedeniyle durdurulup yapılan üst aramasında pantolonunun sağ ön cebinde daralı ağırlığı 3 gram gelen ve esrar olduğu değerlendirilen maddenin ele geçirildiği, adı geçenin ifadesinde söz konusu maddeyi K. Mahallesinde ikamet eden, fotoğrafından teşhis ettiği ve evini de gösterebileceğini belirtiği inceleme dışı sanık Ya.G.’den satın aldığını söylediği, aynı gün saat 23.40 sıralarında Ö.E.’nin tarifi ve göstermesi üzerine inceleme dışı sanık Ya.G.’nin evinin tespit edildiği, mahkemeden alınan adli arama kararına istinaden 03.11.2010 tarihinde saat 15.30 sıralarında inceleme dışı sanık Ya.G.’nin ikametine gidildiği, inceleme dışı sanığın evinin girişinde biri iç diğeri ise dış tarafa açılan iki adet çelik kapı bulunduğu,
dışarı açılan ilk çelik kapının demir parmaklık şeklinde olduğunun görüldüğü, daha önceki tarihlerde yapılan operasyonlar sırasında görevliler ikamete girinceye kadar uyuşturucu maddelerin yakılmak ya da banyoda bulunan su giderine dökülmek suretiyle imha edilmesi ve aynı şekilde yine imha edilebileceğinin değerlendirilmesi üzerine, ikametin kapısının açılmasını sağlamak amacıyla iki görevlinin ikamete gönderildiği, bu görevlilerin il sağlık müdürlüğünden geldiklerini söyleyip kapının açılmasını istedikleri, kısa bir süre sonra inceleme dışı sanık Ya.G.’nin ikametin içine açılan kapıyı açıp merdiven boşluğuna çıktığının, ancak ikametin dışına açılan demir parmaklıklı kapıyı açmadığının görüldüğü, bunun üzerine diğer görevlilerin de kapıya yaklaşarak inceleme dışı sanık Y.G.’ye polis olduklarını söyleyip mahkeme kararını gösterdikleri, inceleme dışı sanığın ev içerisine girdiği, sanıklar G.G. ile Yı.G.’nin de ikametin içine açılan kapıyı kapatıp telaşlı bir şekilde banyoya yöneldiklerinin görüldüğü, görevlilerce ikametin içerisinden yoğun şekilde esrar kokusunun geldiğinin fark edildiği, yine banyodan su sesleri geldiğinin duyulduğu,
yaklaşık beş dakika boyunca uyarılarda bulunulmasına rağmen ikametin kapılarının açılmaması nedeniyle zor kullanılmak suretiyle ikametin kapılarının açıldığı, oturma odasına bulunan ve içinden esrar kokusu geldiğinin fark edilip su dökülerek söndürülen sobanın kovasında küller arasında yanmış esrar kırıntıları ile yarısı yanmış olan zıvanalı esrarlı sigaranın bulunduğu, banyoda yapılan aramada ise fayansların üzerinde ve su giderinin çevresinde esrar kırıntılarının ele geçirildiği, evin diğer bölümlerinin arandığı sırada inceleme dışı sanık Ya.G.’nin diğer sanık G.G.’ye “İyi attın mı, hepsi gitti mi” diye sorduğunda, sanık G.G.’nin evet anlamına gelecek şekilde başını salladığının görevlilerce görüldüğü olayda; 02.11.2010 tarihinde kolluk görevlilerince yakalanan ve hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen Ö.E.’nin, yapılan üst aramasında ele geçirilen daralı ağırlığı 3 gram gelen ve esrar olduğu değerlendirilen maddeyi inceleme dışı sanık Ya.G’den aldığını söyleyip teşhis etmesine rağmen aynı teşhiste bulunan sanıklar G.G ve Yı.G.’yi tanımadığını beyan etmesi, inceleme dışı sanık Ya.G. ile sanık G.G.’nin ikametlerinde yapılan aramada yanmakta olan sobada ve banyo gideri etrafında ele geçirilen bitki kırıntılarının esrar olduğunun ancak azlığı nedeni ile orantısal çalışma yapılamayacağının kriminal raporunda belirtilmesi, sanık G.G.’nin kayınpederi olan diğer sanık Yı.G’nin, ziyaret amacıyla evde bulunduğu sırada içtiği esrarı görevliler gelince sobaya attığını söylemesi, olay tutanağı ve bu tutanağı doğrulayan tutanak tanıklarının beyanlarına göre evde yapılmakta olan arama işlemlerinin devam ettiği sırada inceleme dışı sanık Ya.G.’nin diğer sanık G.G.’ye “İyi attın mı, hepsi gitti mi” diye sorduğunda,
sanık G.G.’nin evet anlamına gelecek şekilde başını sallaması, uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu kabul etmediğini ve ele geçirilen uyuşturucu madde ile bir ilgisi bulunmadığını söyleyen sanık G.G.’nin savunmalarının aksine, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilen ve eşi olan inceleme dışı sanık Ya.G.’nin “uyuşturucu madde satma” ve “ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma” eylemlerine iştirak ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli bir delilin bulunmaması karşısında; kolluk görevlilerinin, inceleme dışı sanık Ya.G.’nin evinde arama yapmak amacıyla mahkemeden karar almaları sonrasında, sanık G.G ve inceleme dışı sanık Ya.G. ile birlikte ikamet ettikleri eve gelmeleri üzerine, sanık G.G.’nin görevlilerin arama yapmalarını engellemek için diğer sanık Yı.G. ile beraber ikametin kapısını kapattığı, ardından inceleme dışı sanık Ya.G.’nin ticaret amacıyla evde bulundurduğu, suçun delili olan, yapılan arama işlemi sonucunda kırıntılar hâlinde ve yanmış şekilde bir kısmı ele geçirilen esrarların, evde bulunması muhtemel olup ele geçirilemeyen suçun delili olabilecek diğer kısmını, adı geçenin de talimatıyla ve suçunun ortaya çıkmaması için yok etmek amacıyla banyo giderine döktüğü, bu hâliyle inceleme dışı sanık Ya.G.’nin eylemlerine iştirak ettiğine ya da ele geçirilen suç konusu esrarlarla ilgisi bulunduğuna ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmayan sanık G.G.’nin sabit olan eyleminin, TCK’nın 281. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün sanık G.G. yönünden bozulmasına karar verilmelidir.
(CGK, 21.02.2019 tarihli ve 511-121 sayılı)