Sanık İ. ve onun eylemlerine iştirak eden sanıklar E. ve M.’nin fikir ve eylem birliği içerisinde fiil üzerinde ortak hâkimiyet tesis edip, belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak sanık Ş. ve katılan sanık M.E.’den menfaat temin ettiklerinin sabit olduğu olayda; katılan sanık M.E.’nin haklı olduğu inancıyla talepte bulunması, sanık Ş.’nin aynı inançla iddia konusu eylemleri gerçekleştirmesi, sanıklar İ., E. ve M.’nin; kararın temyiz aşamasında Yargıtay’da bozdurulması ve katılan sanık M.E.’nin tahliyesinin sağlanması konusunda Cumhuriyet savcısı olan sanık İ.’nin ilgili görevliler üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle değil, esasen görevine girmeyen ve yetkili olmadığı bu işi, kendisiyle ilişkili olduğu ve onlar nezdinde hatırının sayıldığı görevliler aracılığıyla yaptıracağından bahisle katılan sanık M.E.’yi kandırarak menfaat temin etmeleri nedeniyle sanıklar İ., E. ve M.’nin eylemlerinin, TCK’nın 255. madde gerekçelerinde belirtildiği üzere, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama, bu suça azmettirme ve yardım etme veya nüfuz ticareti suçlarını değil, TCK’nın 158/2. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Kategoriler