Kategoriler
CEZA HUKUKU

HIRSIZLIK SUÇU/YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN 16.01.2018 TARİHLİ VE 588-6 SAYILI KARARI

1- Sanığın, yolda yürümekte olan mağdura yaklaşıp 250 TL borcu olduğunu söylediği oğluna ulaştırmak üzere para vermeyi teklif ettiği, mağdur bu teklifi kabul edince de cebinden 300 TL’yi çıkarıp mağdurdan 50 TL para üstü isteyerek mağdurun cüzdanını çıkarmasını sağladığı ve para düzenleme bahanesiyle aldığı cüzdanda bulunan paraları ikiye katlayıp yeniden cüzdana koymuş gibi yaptığı sırada cüzdandaki 900 TL’yi aldığı olayda; sanığın hileli davranışlarıyla iradesi sakatlanan mağdurun, parasının düzenleneceği düşüncesiyle cüzdanını sanığa verdiği, geçici de olsa suça konu paranın rızaen teslim edilmesinin söz konusu olmayıp sanık tarafından fark ettirilmeden alındığı, sergilenen hileli davranışların, paranın sanığa verilmesi konusundaki rızayı sağlamaya değil, cüzdanın içerisinden alınmasını kolaylaştıracak ortama ulaşmaya yönelik olduğu, hukuka ve yöntemine uygun, aldatılmamış özgür bir iradeye dayalı bir teslimin de söz konusu bulunmadığı anlaşıldığından sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir. 2- Sanığın, mağdurun rızası ile cüzdanı aldıktan sonra cüzdanda bulunan paraları el çabukluğu ile alarak mağdura vermemesi, dolayısıyla özel becerinin (el çabukluğu) cüzdanın mağdurun elinden alınmasından sonra, yani paralar mağdurun elinde iken değil, cüzdan mağdura geri verilirken gerçekleşmesi ve mağdurun, cüzdan elinden alınmış olmasına herhangi bir tepki göstermemesi hususları göz önüne alındığında; eylemin TCK’nın 142/2-b maddesine uyan nitelikli hırsızlık suçunu değil, aynı Kanun’un hırsızlık suçunun temel şeklini düzenleyen 141/1. maddesine uyan suçu oluşturduğu kabul edilmelidir. 3- Sanığın eyleminin TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturması ve 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile CMK’nın 253. maddesinde yapılan değişiklik sonucu TCK’nın 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında, Mahkemece CMK’nın 223/8. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca durma kararı verilerek aynı Kanun’un 253 ve 254. maddelerinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.